Vickersey Books: Vahşi Kapitalizmi İçten Yıkmak

Seçime dokuz aydan az bir süre kaldı ama kimse bir “ışık topu” sonucunu beklemiyor. Dünyadaki belirsizlik bizi çok etkiliyor, ancak ilk kez hükümetin bu aşırı kriz dönemlerinde bir şeyler yapmaya çalıştığını görüyoruz. Özellikle alışılmamış ekonomik yöntemlerle üretimin ve büyümenin sürdürülmesi ve tekerleklerin patinaj yapmasını engellememek için önlemler alınmaktadır. Geçmişten alıştığımız tavır şuydu; İşler karmakarışık hale gelir ve hükümet çarpıklaşmaya başlar, sonra birileri güven sürecine oy vermeye başlar ve hükümet de devrilir ve onlar devrilmek ve sorumluluktan kaçmak için can atarlar. Sonra bankalar boşaldı ve ortadan kayboldu.

Devletin tüm sorumlulukları üstlenerek bir şeyler yapmaya çalıştığını ilk kez görüyoruz. Hükümet, seçimlerden sonra hiçbir yere gitmeyeceğinden açıkça emin. Yönetimin sorumluluğunun kendisine düşeceğini anlıyor çünkü “Ekonomik sorunu kim çözüyor” konusunda hala bir araştırma yok. Cumhurbaşkanından daha güçlü bir aday göstermiyor. Aslında kimse eskisi gibi “Eh, bu işi çözemeyeceğiz, Amerika’dan bu işten anlayan bir adam alalım” diyerek Kemal Derviş’i arayan yok aslında.

Tam tersine Kemal Kılıçdaroğlu bizzat gidip “bu işi öğrenip” Amerika’ya gitmeye karar verdi. Bilime bakacak, teknolojiye bakacak. Sitemizde gördüğünüz gibi “Emayti”ye (MIT) gitmiş, laboratuvara girmiş ve Türkiye’nin sorunlarını büyüteç altında incelemeye başlamıştır bile.

Peki Türkiye’nin sorunlarını o tabakla tabak arasına koymaya ne dersiniz?

Amerika Birleşik Devletleri bağımsız bir laboratuvar olmadığı için, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında hangi sorunları “kontrol ettiğini” merak ediyorum?

ABD’nin güneyimize binlerce tır silah yığarak pekiştirmeye çalıştığını PYD-PKK Kolordusu mu söylüyor?

1990 yılında Yunanistan ile imzaladığı askeri işbirliği anlaşmasını yenileyerek ve genişleterek Dedeağaç’a sağlamaya devam ettiği askeri sevkiyat?

Sadece ateşkes içinde olduğumuz ve henüz bir barış anlaşmasının olmadığı 2023 mali yılı için Kıbrıs Rum yönetimine uygulanan silah ambargosunun kaldırılması, adayı silahlandırmak mı?

Herkes onunla yeterince dalga geçtiği için Kılıçdaroğlu’nun Kılıçdaroğlu’yla yaptığı “Acımasız kapitalizm ve neoliberalizmle mücadele edenlerle tanışmak için Amerika’ya gidiyorum” lafından zevk alamayacağım. Vahşi kapitalizmin kalesine ders almak için girmek, şaka da olsa saçmadır.

Muharrem İnce “Emayti”ye giderse, “Fizik 101” üzerine sembolik bir ders vereceğini varsayalım.

Ama Kılıçdaroğlu Ankara İktisadi ve İşletmeciliği Bilimleri Akademisi İktisat ve Maliye Bölümü mezunu (Lisans) ve levha ile levha arasına konan bir iktisat teorisi duymadım.

Bir zamanlar ABD başkanlık seçimlerinde eski Demokrat Parti adayı Bernard Sanders (ABD solcusu) ile görüşeceği söylenmişti, ama bu da yalandı. Aslında başarılı oldu çünkü Bernie 2016 ve 2020 ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayları arasında yer aldı ve kazanamadı. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, onun gibi bir “kaybeden” ile karşılaşmadıysa, faydalı sayılabilir.

Ama bence kendi uzmanlık alanında birisiyle tanışacak olsa başka bir “Bernie” ile tanışmak daha uygun olur: ABD Merkez Bankası’nın eski başkanı Ben Shalom Bernanke… Konuyu bilenler nerede diye sormayacaklar. Ben Şalom’dan geldi. Dün 2022 Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazandı. Daha doğrusu bu ödülü diğer iki ekonomist ile paylaştı.

Kılıçdaroğlu’nun endişelenmesi gereken şey şudur; Bu üç ekonomist, iflastan kaçınmanın hayati önem taşıdığını gösteren çalışmalara imza attı. Üç iktisatçının analizleri, finansal piyasaları düzenlemede ve finansal krizlerle uğraşmada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu analizlere göre serbest piyasa ekonomisinin işlemesi için tasarrufların yatırımlara yönlendirilmesi gerekmektedir.

yapacağız?

Başka bir deyişle, Cumhurbaşkanı’nın önerdiği yol.

Faize değil üretime yatırım yapın.

20 yıldır Cumhurbaşkanı’nın her yurtdışı gezisini “gereksiz masraf” olarak gören muhalefete kötü bir haberim var.

Kılıçdaroğlu ölü bir toptan yatırımdır.

Tweet yerleştirme