Peçeyi hukuk bağlamında değerlendirmek yanlıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Çankırı belediyesini ziyaretinin ardından Çankırı Karatkin Üniversitesi 2022-2023 eğitim öğretim yılı açılış törenine katıldı.

Şentop, Türkiye’de toplam 209 üniversite bulunduğunu belirterek, “Türkiye’deki üniversite sayısı 20 yılda bu noktaya geldi ve her ilde üniversite var. Rekabet ortamında üniversiteler. Zaten Türkiye’de öğrenciler rekabetçi bir ortamda üniversitelere yerleştiriliyor. Başarı sırasına göre girilen bir sınavla verilir. Bu nedenle üniversitelerimizin öğrenci çekmek ve cazibe merkezi olmak için rekabet etmesi gerekiyor.“ dedi.

“Peçe konusu yeniden gündeme geldi”

Şentop, üniversitelerdeki başörtüsünün önceki dönemlerde sorun yarattığını hatırlattı. “Üniversitelerimiz 15 yıldır toplumdan, siyasetten ve devletten uzak. Bir dizi kapalı gündemle çalışan kurumlardı. Kendi gündemleri vardı. En önemli gündemlerden biri de tesettürlü kız öğrencilerin üniversitelere girmesine izin verilmemesiydi. Tabii peçe meselesi yeniden gündeme geldi. Burada tesettür meselesi sadece kız öğrencilerimiz için tesettür meselesi olarak görülmemeli ve derse bu şekilde devam edilmelidir. Peçe konusu, 1968-1969’dan beri Türkiye’de sembolik bir konu olarak tartışılmaktadır. Temel olarak, onu görmek zorundasın. Peçe, dindarlığın ve dini yaşamın bir sembolüdür. Perdeye karşı durmak, peçeye karşı olmak zorunda değildir. Dini hayatın toplumsal hayatta ortaya çıkmasına karşı olmalıdır. İşte o zaman buradaki tartışmaların arka planına bakıyorsunuz.“ dedi.

“Geri dönüşü olmayan bir toplumsal mutabakat oluştu”

Owentop, bugün başörtüsüyle ilgili bir sorun olmadığını belirtti. “Bu ortadan kalktı. Bu konuda geniş ve geri dönülemez bir toplumsal uzlaşının ortaya çıkması nedeniyle bu konuda herhangi bir yasal düzenleme yapılmadan ortadan kalktı. Bu çok sevindirici bir gelişme. Onun bir noktaya gelmesi bence çok önemli. onunla nerede buluşabileceği.” dedi.

“Anayasal hak”

Meclis Başkanı Şentop, başörtüsünün anayasaya aykırı bir hak olduğunu belirtti. “Tesettür tartışması sadece tesettür tartışması bağlamında değil, öğrenci tesettür bağlamında ele alınmalıdır. Bu, devletin, politikacıların, bürokratların ve milletin değerleriyle uzlaşma sorunudur. Bunu böyle görmelisin. Toplumsal mutabakatla çözülmesi çok önemliydi ama şunu da görmemiz gerekiyor; Kızların ve kadınların başörtüsü takması veya başörtüsü takmaması anayasal veya yasal bir hak değildir. Bu çok doğal bir haktır. Anayasanın dışında bir hak ama bugün yeni tartışmalar nedeniyle Türkiye’nin gündemine geri aldılar. Gereklimiydi bana göre ama böyle bir tartışma varsa hukuk bağlamında değerlendirmek yanlış olur. Çünkü bir düzenlemeyi kanun haline getirdiğinizde bağlısınız ve o özgürlüğü kanundan kaynaklanan bir özgürlüğe dönüştürüyorsunuz. Dolayısıyla yasa koyucuların çoğunlukta bir grubu özgürlüğe yönelik bir yasa çıkarırken, davayı yasadan doğan bir hak haline dönüştürdüğünüz için bu kez yasayı çıkararak yasaklanabileceği düşünülebilir.“ dedi.